Mycobacterium tuberculosis - Verem

 Mycobacterium tuberculosis - Verem

Latince ismi "Mycobacterium tuberculosis" olan, halk dilinde ise verem(tüberküloz) hastalığına sebebiyet veren bakteriyel bir hastalıktır. Bu bakteri, bakteriler aleminin Actinobakteri şubesinin Mycobakterium cinsine ait bir türdür. 1882 yılında Robert Koch tarafından tanımlanmış olup , 1905 yılında Robert Koch'a tıp alanında Nobel Ödülünü kazandırmıştır.

TAKSONOMİK SINIFLANDIRMA


Şekil 1: TB Bakterisi (1)
Şekil 1: TB Bakterisi (1)
Alem: Backteria

Şube: Actinobacteria

Sınıf: Actinobacteria

Takım: Mycobacteriales

Familya: Mycobacteriaceae

Cins: Mycobacterium                                            

Tür: Mycobacterium tuberculosis 

                         

                                                                                                                                                   

 

TARİHÇE

Türberküloz Almanya’da bulunan ve M.Ö. 8000 yılına dek uzanan tarih öncesi insan ait iskelet kalıntılarının hastalık izi taşıdığı bulunmuş, Eski Mısır Uygarlığına ait iskeletlere ve İnka dönemi insanlarda Pott hastalığına bağlı kesin bulgular saptanmıştır(2).

 

Tuberkulozun klinik bulgularının ve epidemiyolojik ozelliklerinin ilk sistematik tanımlanması M.O. 400–350 civarında derlenen Hipokrat koleksiyonunda kayıtlıdır. İlk olarak Aristo (M.O. 354–322) bu hastalığın bulaşıcı olduğunu duşunduren bir paternin farkına varmıştır. Pierre Desault (1675–1737) hastalığın bulaşıcı olduğunu, temel bulaştırıcı unsurun ise balgam olduğunu belirtmiştir. Pierre Charles Alexander Louis diğer nedenlerle olen hastaların akciğerlerinde latent TB delillerini bulmuştur. Robert Koch 1882 yılında tuberkulozdan olen bir hastanın akciğerindeki lezyonlarda basili gostermiş, bunu kulturde uretmiş ve uretilen basil ile deney hayvanlarında verem oluşturmuştur. Koch TB tedavisinin de aşı ile yapılabileceğini duşunmuş; basilin ısıtılarak oldurulen atıklarının hastaların bağışıklık sistemini guclendireceğine inanmış ve Old tuberkulinin (tuberkuloz basilinin bir gliserin ekstresi) tedavi amacı ile kullanılmasını Clemence von Pirquet ile birlikte yapmıştır. Kullanılan tuberkulin dozu bugun uyguladığımız dozun 12000 katıdır. Bu tur tedavi, sadece hafif vakalarda etkili

olmasına rağmen, ileri vakalarda fayda yerine zarar vermiştir. TB aşısı icin gerekli olan zararsız basil, M. bovis suşunun seri halde 231 pasajından sonra oluşturulmuş ve 1920’ lerin sonunda bulan iki araştırıcının adına atfen Bacille Calmette-Guerin (BCG) adı verilmiştir(3).

 

Ulkemizde TB ile etkin mucadele 1950’li yıllarda başlatılmıştır. Cıkartılan bir yasa ile 1960 yılında Verem Savaş Dispanserleri (VSD) kurulmuştur. Bu çalışmalar sayesinde 1965’te yuz binde 172 olan tuberkuloz insidansı 1975 yılında yuzbinde 50’ye duşmuştur. Doksanlı yıllarla birlikte ‘Goğus Hastalıkları ve Tuberkuloz’ alanında bilimsel dernek orgutlenmeleri gercekleşmiş; duzenli, disiplinli bir şekilde bilimsel calışmalar, mezuniyet sonrası mesleki eğitimler yapılmaya başlanmıştır. Boylece ulusal tuberkuloz insidansı ilk defa 2000 yılında yuz binde 30’un altına duşmuştur. Ancak Turkiye’nin resmi olgu bulma oranı dikkate alındığında gercek insidansının yuz binde 50–60 arası olması gerektiği hesap edilmektedir.

 

EPİDEMİYOLOJİ

 

TB, cok buyuk coğunlukla Mycobacterium tuberculosis olmak uzere, Mycobacterium africanum, Mycobacterium bovis tarafından oluşturulan, kronik granulomatoz bir infeksiyon hastalığıdır. Olguların %98’inden M. Tuberculosis sorumludur. Tum organlarda gorulebilen TB hastalığında en sık tutulan organ %85 oranıyla akciğerlerdir.

 

 


 

Şekil 2: Mikobakterilerin toksonomik ağacı



 

MİKROBİYOLOJİSİ

 

Mycobacterium genusu icinde yer alan Mycobacterium tuberculosis complex beş bakteri turu icerir. Bunlar; M. tuberculosis, M. bovis, M. microti, M. africanum, M. canetti’dir (Şekil 1). İnsan M. tuberculosis icin tek kaynaktır ve bu mikroorganizma insanlar arasında hastalık yapar. M. tuberculosis 0,2–0,6 mikron kalınlığında, 1,0–10 mikron uzunluğunda, aerobik, sporsuz, hareketsiz, kapsulsuz hafif kıvrık veya duzgun comak şeklinde bir basildir. Mikobakteriler gram (+) ya da (-) olarak sınıflandırılamaz. %95 etil alkol ve %3 hidroklorik asit (asit- alkol) mikobakteri haric tum bakterileri dekolarize eder. Dolayısıyla “asit direncli basil” olarak adlandırılır. Bunun nedeni hucre duvarındaki lipid duzeyinin yuksek olmasıdır. Lipid iceriği gram (+) bakterilerde %0,5, gram (-) bakterilerde %3 iken, mikobakterilerde %25’ tir. Basiller Ziehl-Nielsen boyası ile boyanır ve mavi zemin uzerinde kırmızı renkte tek tek ya da gruplar halinde çizgiler oluşturmuş olarak izlenir(4).

 

 

TÜBERKÜLOZU ÖNLEMEK İÇİN AŞI UYGULAMASI

 

Calmette ve Guerin safranın M. bovis suşunun virulansını azalttığını ve seri halde 231 pasajdan sonra, bu zayıflatılmış basillerin hayvan modellerinde belirgin koruma sağladığını gosterdiler ve 1920’lerin başlarında bu bir insan aşısı olarak sunuldu(5).

BCG canlı bir aşıdır. Genellikle sol deltoid bolgeye, tipik olarak cilt altına veya cilt icine inokulasyonla uygulanır; oral yoldan ya da aerosol olarak uygulanması son derece nadirdir. Sulandırılmadan oda sıcaklığında bir ay, buzdolabında +2 ile +8C’de 1–2 yıl etkinliğini korur. Işığa ve ısıya karşı cok dayanıksızdır. Sulandırıldıktan sonra 6 saat icinde kullanılması gerekir. Kendi sulandırıcısı dışında herhangi bir sulandırıcı ile kesinlikle sulandırılamaz.

Basil yerel bir infeksiyon yapar, seyrek olarak yerel lenfadenit ile birliktedir. Basilin buyume hızının yavaşlığı nedeniyle, bu olay tipik olarak 6–8 haftada gercekleşir. Tuberkuloproteine gec tip aşırı duyarlılık sıklıkla bu donemde gelişir. Tuberkulin testi aşılananların tumunde değil, fakat coğunluğunda pozitifleşir. Bu aşının koruyucu etkisi gec tip aşırı duyarlılığa neden olma derecesi ile ilişkili değildir. Yerel akciğer yerleşmesini engelleyememesine rağmen, BCG teorik olarak, akciğer ve akciğer-dışı tuberkulozun her ikisini de azaltabilmektedir(6).

İlk kontrollu aşılama calışmalarından biri 1935 yılında yurutulmuş ve bu calışmada, hastalığa karşı %75 bir koruyucu etki gorulmuştur. Bunu izleyerek cok sayıda çalışma yurutulmuş ve BCG aşısının etkilerinin yukarıya doğru %80 koruma ile aşağıya doğru %56 etkiye kadar değişmekte olduğu gorulmuştur(7).

 

 

 

 REFERANSLAR

 

1-   https://st.focusedcollection.com/13422768/i/650/focused_206971530-stock-photo-fibrous-cavernous-pulmonary-tuberculosis-close.jpg

2-   Kılıcarslan Z. Dunyada ve Turkiye’de tuberkuloz epidemiyolojisi ve kontrolu. İnfeksiyonhastalıkları serisi, 2001. 4(1) p: 5–13.

3-  Gubrin C. The history of BCG. In: Rosenthal S, ed. BCG Vaccination against tuberculosis. Boston: Little, Brown. 1957: 48–53.

     Barış İ. Son bilgiler Işığında Tuberkuloz. İnfeksiyon Bulteni, 1996; 23–9.

5-   Gubrin C. The history of BCG. In: Roesnthal S, ed. BCG vaccination against tuberculosis. Boston: little, Brown, 1957: 48- 53.

6-   Townsend J, Aronson J, Saylor R. Tuberculosis control among North American Indians. Am Rev Tuberc 1942; 45: 41- 52.

7-   Iseman MD. Klinisyenler İcin Tuberkuloz Klavuzu. Ceviren: Ş. Ozkara. Nobel Tıp Kitapevleri Ltd. Şti, İstanbul. 2002;Bolum 13:401–402.

 

 

 

    




                        

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Virüslerin Tarihi

Bilim Nereye Gidiyor ?

Ortadoğu Solunum Yetmezliği Sendromu Koronavirüsü (MERS VİRÜSÜ)